15.04.2023 - 24.04.2023

Editör: Dr. Öğr. Üyesi Gülcan İNALCIK

15. 04.2023

15 Nisan 2023 Tarihinde Sudan’da Gerçekleşen Olaylar Hakkında Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan Yapılan Açıklama

Açıklamada, 15 Nisan sabahı Hartum’da Sudan ordu birlikleri ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında silahlı çatışmalar patlak verdiği, Sudan Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri’nin karargâhı olan Cumhuriyet Sarayı, havaalanı, merkez pazar ve başkent Hartum’un güneyindeki askeri üslerin yakınlarında ağır çatışmalar yaşandığı, Uluslararası havaalanının geçici olarak kapatıldığı bildirildi.

Açıklamanın devamında “Sudan’da meydana gelen olaylar Moskova’da ciddi endişe yaratmaktadır. Çatışmanın taraflarına siyasi irade ve itidal göstermeleri ve ateşkes yönünde derhal adım atmaları çağrısında bulunuyoruz. Her türlü anlaşmazlığın müzakereler yoluyla çözülebileceğine inanıyoruz. Hartum’daki Rus Büyükelçiliği yüksek güvenlik önlemleri altında faaliyet göstermektedir. Sudan’daki Rus vatandaşları arasında herhangi bir can kaybı yaşanmamıştır.” denildi.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

18.04.2023

Kremlin Basın Servisi tarafından yapılan açıklamada Vladimir Putin’in Herson yönündeki Dnepr birliklerinin karargâhına ve Lugansk Halk Cumhuriyeti’ndeki “Vostok” Ulusal Muhafızlarının karargâhına yaptığı ziyaret hakkında bilgi verildi.

Bu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in savaşın başlamasından bu yana Herson ve Lugansk bölgelerine yaptığı ilk ziyaret. En son 19 Mart 2023 tarihinde Ukrayna ordusundan temizlendikten sonra referandum sonrası Rusya topraklarına katılan Mariupol kentini ziyaret etmişti. Bu kez 18 Nisan’da Herson ve Lugansk bölgelerine bir ziyaret gerçekleştirdi. Ziyarette Herson ve Zaporoijya’daki güncel duruma dair son gelişmeler ele alındı. Putin, Hava Kuvvetleri Komutanı Albay Mihail Teplinskiy, Dnepr askeri birlik komutanı Albay Oleg Makaraviç ve diğer askeri komutanların raporlarını dinledi. Putin, görüşmelerin ardından helikopterle Herson bölgesini havadan inceledi.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

19.04.2023

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova’nın “Karadeniz Girişimi” Hakkındaki Açıklaması

Konuşmasına “Batılı temsilcilerin Ukrayna gıda ihracatına yönelik tahıl anlaşmasının uygulanmasına ilişkin sayısız açıklamalarının arka planında, yine ayrıntılı bir yorum yapmak zorunda kalıyoruz.” sözleriyle başlayan M. Zaharova, İstanbul’daki Müşterek Koordinasyon Merkezi’nde anlaşma çerçevesindeki gemilerin tescili ve denetimleri konusunda birtakım zorlukların yaşandığını, bu zorlukların sebebinin ise Ukrayna ve BM yetkililerinin eylemleri olduğunu belirtti. Bu eylemlerin bir sonucu olarak, muhtaç ülkelerde Ukrayna’dan gıda alıcılarının payının minimum seviyeye düşerek 28 milyon 300 bin ton tahıl ürününün sadece 742 bin tonunun ihraç edildiğini, gelen gemilerin rüşvet vermedikleri takdirde bir aydan fazla beklemek zorunda kaldıklarını, düzenin yeniden sağlanması için tek yol olarak Rus uzmanların gemilerin kaydını yapmaya başladığını ve prosedürün kurallara göre uygulandığını belirtti. Sözlerine “Ancak başta Afrika olmak üzere ihtiyaç sahibi ülkelere ve bir ayı aşkın süredir kuyrukta bekleyen gemilerin kayıt listelerine eklenmesi teklifimiz Ukraynalılar tarafından “düşmanlıkla karşılandı”. Kiev’de ticari yolsuzluk planlarını tehlikeye atmaya hazır değillerdi. Sonuç olarak, Ukraynalılar önce tekliflerimizi kabul etmeyerek kayıt sürecini engellediler ve ardından giden gemiler dâhil gemilerdeki tüm denetimleri durdurdular.” diyerek devam etti.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

19.04.2023

Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından Ukrayna’daki “İnsan Hakları Durumuna İlişkin” rapor yayımlandı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada “Son bir buçuk yılda Ukrayna’da insan haklarının desteklenmesi ve korunmasıyla ilgili durum gözle görülür bir şekilde kötüleşti ve bu alandaki eğilimler oldukça ciddi bir endişe uyandırıyor. Ukrayna’da insan haklarının, muhalefetin sistemli bir şekilde bastırılması, 2014 yılında iktidara gelen ve kendisine Rusya ile bağlantılı her şeyle mücadele etme hedefi koyan rejimin kasıtlı bir politikası haline geldi. Bu, kamu yaşamının tüm alanlarında en ciddi insan hakları ihlallerinin kaydedildiği birçok olayın yanı sıra, kendilerini ülkenin lideri olarak adlandıranların bunu düzeltmek için herhangi bir şey yapma konusundaki isteksizliğiyle de doğrulanmaktadır. Ayrıca, daha yakın bir zamanda, sıkıyönetim kisvesi altında Kiev rejimi ülkede yargısız katliamlar, sert sansür, bağımsız medyanın fiilen ortadan kaldırılması, siyasi muhalefetin yok edilmesi, topyekûn devlet propogandası, hainler, kurgusal “Rus” casusları ve sabotajcılar için aktif arama gibi iktidarın mutlak gaspına özgü olan otoriter bir hükümet sistemi kurmuştur. Ukraynalı ulusal radikallerin ideolojisini ve uygulamalarını benimseyen mevcut rejim, özünde bir neo-Nazi diktatörlüğüne dönüştü. Kiev’in kanonik Ukrayna Ortodoks Kilisesi’ne karşı yürüttüğü kampanya, sinizm ve ikiyüzlülük açısından tamamen yeni bir düzeye ulaştı ve şimdi Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin tamamen yasaklanması şeklini aldı ve Kilise’ye ait ibadet yerlerine el koymak için geniş çaplı bir dalgaya sebep oldu. Kiev’de hüküm sürenler için, kendi varlıklarını uzatmanın tek ve en kesin yolu olarak, savaş hali ve en geniş çapta baskıcı önlemlerin kullanılması gereklidir. Aynı zamanda insan hakları alanında mevcut ciddi ihlallerin ortadan kaldırılmasına yönelik hiçbir adım atılmamaktadır.

Kiev yetkililerinin inisiyatif gösterdiği neredeyse tek alan, Nazizmin yüceltilmesi ve tarihin çarpıtılmasıdır. Kiev’in agresif bir şekilde Neo-nazizm propogandası yapma, Büyük Vatanseverlik Savaşı ve İkinci Dünya Savaşlarının tarihini yeniden yazma, neo-Nazi ideolojilerini ve açıkça ırkçı tutumlarını işleme çabaları kayda değer bir tutarlılıkta farklılık göstermektedir. Ukrayna’nın her yerinde, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki Naziler ve suç ortakları temize çıkarılıyorlar, savaş yıllarında Nazi işgalcilerle işbirliği yapan Ukraynalı işbirlikçilerin oluşumunun “ulusal kurtuluş hareketine” katılanlar kisvesi altında yüceltiliyorlar. Diğer şeylerin yanı sıra kapsamlı bir fatura ile teyit edilen tüm bu olumsuz tezahürler bu rapora yansıtılmıştır. Kiev makamlarının bu tür çirkin eylemleri, dış küratörlerin kendi ülkelerinden “Rusya karşıtı” bir proje yaratma talimatlarını izleyen, orada kurulan neo-Nazi rejiminin dışarıdan bağımsız olmadığını ikna edici bir şekilde doğruluyor. Bu oluşumun tek amacı, Rusya topraklarının yakın çevresinde gerilim kaynağı olarak hizmet etmek ve kendi devletini bunun lehine yok etmektir. Bu tam olarak, mevcut Ukrayna yönetiminin Rusya ile bağlantılı her şeyi inkâr etmeye ve halkının çıkarlarının pahasına, ülkelerinin kurgusal geçmişinden ziyade, gerçek geçmişinin ve hafızasının yok edilmesine zorunlu hazır olmasından kaynaklanmaktadır. Denizaşırı küratörler, onun neo-Nazist özüne göz yumuyorlar ve onu kendi kendini yok etme yolunda ilerlemeye zorluyorlar.” denildi.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

19.04.2023

Rusya Federasyonu Cumhurbaşkanı’nın Ortadoğu ve Afrika Ülkeleri Özel Temsilcisi Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, Türkiye Cumhuriyeti Moskova Büyükelçisi Mehmet Samsar ile bir görüşme gerçekleştirdi.

Görüşmede, Suriye ve etrafındaki durum başta olmak üzere Ortadoğu gündemindeki güncel konular hakkında görüş alışverişinde bulunuldu ve Türkiye-Suriye devletlerarası ilişkileri Astana formatında kabul edilen ilkeler doğrultusunda normalleştirme sürecinin ilerletilmesi konularına vurgu yapıldı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

19.04.2023

Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan Uluslararası bilgi güvenliği konusunda Rusya-Çin istişareleri hakkında bir açıklama yapıldı.

Açıklamada, 18 Nisan 2023 tarihinde Pekin’de bilgi güvenliği konusunda Rusya-Çin Dışişleri Bakanlığı arası istişareler yapıldığını ve görüşmenin odak noktasının yeni bir döneme giren kapsamlı ortaklık ve stratejik etkileşim ilişkilerinin derinleştirilmesine ilişkin 21 Mart 2023’te kabul edilen Rusya Federasyonu ve Çin Halk Cumhuriyeti Ortak Bildirisi’ndeki ilgili yönergelerin uygulanması olduğu belirtildi. Gelişmekte olan ülkelerle yakın işbirliği içinde güven inşası, diyalog ve konumların yakınlaştırılması yoluyla bilgi ve iletişim teknolojilerinin uygulanması alanında uluslararası hukuk ilkelerini geliştirmek için karşılıklı bir istek gösterildiği vurgulandı.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

19.04.2023

Erdoğan, Putin’in Akkuyu’daki törene katılacağını açıkladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 27 Nisan’da Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde yapılacak nükleer yakıt getirilmesi törenine video bağlantısı yoluyla katılacak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Çarşamba günü TRT televizyonunda yaptığı açıklamada “27 Nisan’da Akkuyu NGS’ye nükleer yakıt getirilmesi töreni yapılacak. Yakıt getirildikten sonra tesis nükleer statü kazanacak. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de törene video bağlantısıyla katılacak” dedi.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

21.04.2023

Rusya, Kenya ve Nijerya’ya ücretsiz olarak gönderilmek üzere iki gübre sevkiyatı hazırlıyor.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Verşinin Cuma günü Russia-24 televizyonuna yaptığı açıklamada, Moskova’nın Kenya ve Nijerya’ya teslim edilmek üzere iki gübre sevkiyatı hazırladığını söyledi. Verşinin, “Malavi’ye şimdiye kadar 20,000 tonluk bir sevkiyat yapıldı ve bu altı ay sürdü. Kenya ve Nijerya’ya daha fazla [gübre sevkiyatı] hazırlanıyor”dedi. Bakan yardımcısı, söz konusu meselenin Batı’nın yaptırımlarına maruz kalan ve masrafları Moskova tarafından karşılanan Rus gübrelerinin tedariki olduğunu belirtti. “Bugün var olan gerçek tablo budur ve maalesef pek çok kişi bu tabloyu görmezden gelmeye çalışıyor. Ancak bence olup bitenlere ilişkin yanlış bir resim sunma çabaları kesinlikle başarılı olmayacaktır” diyerek sözlerini tamamladı. Verşinin, Rusya’nın tahıl anlaşmasını uzatmak için sistemik konularda ilerleme kaydetmesi gerektiğini belirtti. “Tahıl anlaşmasını 60 gün daha uzatalım. Ancak aynı zamanda, tarımsal ürünlerimizin ve gübrelerimizin dünya pazarına erişiminin önünde engel teşkil eden, sorunlu büyük sistemik konularda da somut ilerlemeye ihtiyacımız var” dedi.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

21.04.2023

Rusya Dışişleri Bakanlığı Tarafından “Ukrayna Krizi” hakkında yapılan Açıklama

Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, “19 Nisan, Kırım’ın Rus İmparatorluğu’na katılmasının 240. yıldönümüydü. Katerina’nın bu vesileyle yayımladığı manifestoda “isyan ve düzensizlikten barış, huzur ve yasal düzene mutlu bir dönüşüm”den söz ediliyordu. İmparatoriçenin sözleri bugün hala geçerliliğini korumaktadır. Kırımlıların Mart 2014’te tarihi anavatanlarıyla yeniden birleşme yönündeki bilinçli tercihi, yarımadanın 1783’te ilan edilen Rus statüsünün kökenlerine dönüşünden başka bir şey değildir. Kiev ve Batılı efendilerinin bu statüye meydan okuma girişimleri başarısız olmaya mahkûmdur; Kırım Rusya’nın ayrılmaz bir parçasıydı ve öyle kalacaktır.

ABD ve NATO müttefikleri Kiev rejimine silah pompalamayı durdurmadı. Askeri harekâtın devam etmesinde ve Batı askeri yardımının etkinliğinin “savaş alanında” gösterilmesinde ısrar ediyor. Anglosaksonlar açıkça yaklaşmakta olan bir Ukrayna karşı saldırısından bahsediyorlar. Hatta başlatılması için bir zaman dilimi dahi belirtiyorlar. Tüm bunlar çatışmaya doğrudan müdahil olduklarını ve askeri operasyonların planlanmasına katıldıklarını doğruluyor.

Aynı zamanda Zelenskiy’nin askeri iştahı da artıyor. Rusya topraklarının derinliklerine saldırılar da dâhil olmak üzere Batı’dan yeni ve modern silahlar talep etmekten bıkmadı. Bugün, Ukrayna Temas Grubunun Ramstein formatında bir sonraki toplantısında Kiev, hava savunma sistemleri ve uzun menzilli füzelerin acil teslimatını talep etmeyi planlıyor.

Ancak ABD ve Avrupa’nın Kiev’in taleplerini karşılaması giderek zorlaşıyor. Batı medyasında, Avrupa’nın önemli devletlerindeki NATO silah stoklarının tükenmekte olduğuna dair pek çok yayın yapıldı. Örneğin, Federal Meclis, Alman ordusundaki askeri teçhizat, üniforma ve mühimmat sıkıntısından şikâyet etti. İngiliz basını, İngiliz hükümetinin Kiev’e “kötü günler için” stoklarından silah sözü vermeye başladığını bildirdi. Ancak Batı henüz tedariki durdurmayacak. Alman Savunma Bakanı B. Pistorius’un geçen gün ifade ettiği gibi, Ukrayna’ya yardım etmeyi reddetmenin onun derhal sonunu getirebileceğinin farkındalar.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba geçtiğimiz günlerde NATO’ya fiili bir ültimatom vererek Temmuz ayında Vilnius’ta yapılacak zirvede Ukrayna’nın ittifaka “üyeliği yönünde adım atmasını” talep etti. Ona göre, Kiev’in açık kapı politikasını “130. kez” teyit etmesi ve ülkenin bloğa katılımı konusunda net garantiler olmadan işbirliğini derinleştirmesi artık yeterli değildi. Ukrayna’nın Londra Büyükelçisi V. Pristayko ise NATO’nun ülkesine askeri ittifaka katılması için “yalvarması” gerektiğine inanıyor. Görünen o ki, Batı’nın koşulsuz desteği Zelenskiy’nin zaten küstah ve ilkesiz olan rejimini öylesine yozlaştırdı ki, gerçeklik duygusunu kaybediyor ve yakında kendi istisnailiğine inanacak.

Bu arada Ukrayna’nın ekonomisi kötüleşmeye devam ediyor ve borç batağına giderek daha da batıyor. 2022 yılında dış borcu 132 milyar dolara ya da Gayrisafi Yurt içi Hasıla’nın %89’una ulaşarak rekor kırdı. Bu rakamın 2023 sonunda yüzde 100’ü aşacağı ve 173 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Bu arada Zelenskiy’nin rejimi borçla yaşamaya devam ediyor: askeri harcamalar, sosyal alan, tıp, eğitim ve diğer hayati alanlar Batı tarafından finanse ediliyor. Elbette karşılıksız değil. Mali yardımların çoğu geri ödenebilir krediler şeklinde gelirken, hibelerin payı küçük. Ukrayna’ya dış borç ödemeleri konusunda 2027 yılına kadar mühlet tanınmış olsa da kimse Kiev’i affetmeyecek. Ülkenin 2023 taslak bütçesi, dış borç servisi için öngörülen rakamın iki katına çıkmasını öngörüyor. Geri ödemenin ana yükü şüphesiz Ukrayna vatandaşlarının omuzlarına binecek, çünkü Ukrayna’nın para bulabileceği başka bir yer yok. Böyle bir durumda, Kiev makamları alaycı bir şekilde tek kurtuluşlarını askeri harekâtın devamında görüyorlar.

Ülkenin mali ve ekonomik sektöründeki durum, Savunma Bakanlığı’ndaki yolsuzluk skandalları ve Ukrayna’ya gönderilen insani yardım malzemelerinin zimmete geçirilmesiyle daha da kötüleşti. Sonuç olarak, Amerika Birleşik Devletleri Uluslararası Kalkınma Ajansı yöneticisi Power’a göre Batı, Kiev rejiminin mali yardım harcamalarını kontrol etme kabiliyetinden şüphe duymaya başladı. Washington sorunun çözümünü Ukrayna bütçesinin şeffaflığının arttırılmasında görüyor ve bunun için tüm harcamaların denetlenmesini planlıyor.

Zelenskiy rejimi, kendi çiftçilerinin protestoları ve düşen iç fiyatlar nedeniyle Ukrayna’ya tahıl ihracatını geçici olarak durduran ve diğer tarım ürünlerini kara listeye almak üzere olan en yakın Doğu Avrupalı “dostları” Polonya, Slovakya, Macaristan ve Bulgaristan’dan bir darbe daha aldı. Romanya da onları örnek almak niyetinde. Polonya Radyosu’na göre Avrupa Komisyonu Ukrayna’dan buğday, mısır ve yağlı tohum ithalatına yasak getirmeye neredeyse hazır.

AB’nin “dayanışma koridorları” aracılığıyla Ukrayna’dan tarım ürünleri ihraç etmeye yönelik köklü sistemi çatırdıyor gibi görünüyor. Batı medyası, Kiev’in Doğu Avrupa devletleri tarafından koşulsuz olarak desteklenmesinin, Zelenskiy rejimini somut mali kayıplarla tehdit ettiğine işaret ediyor.

Zelenskiy 15 Nisan’da yayımladığı kararnameyle bir dizi Rus bilişim şirketine, bu şirketlerin yönetimlerine ve Belarus, Kazakistan, Kıbrıs ve Ukrayna’daki yabancı ortaklarına karşı yaptırımlar getirdi. Ayrıca Rusya Triatlon Federasyonu Başkanı K.S. Şoygu, Belarus Spor ve Turizm Bakanı S.M. Kovalçuk’un yanı sıra 80 yerli sporcu ve spor kuruluşu temsilcisine de önümüzdeki 50 yıl boyunca kısıtlayıcı tedbirler uygulanacak. Bunlar arasında İ. Averbuh, İ. Akinfeev, D. Bilyaletdinov, N. Katsalapov, S. Ovçinnikov, E. Tuktamışeva ve S. Horkina da bulunuyor. Toplam 692 gerçek ve tüzel kişi kara listeye alınmıştır.

Ukrayna Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından 18 Nisan’da alınan, Ukraynalı spor federasyonlarının, sporcularının Rus ve Belaruslu sporcularla birlikte yarışmalara katılması için ulusal statülerinin ellerinden alınması kararı tamamen Nazi mantığına uygundur. Böyle bir yasağın Ukrayna sporuna sadece zarar vereceği ve onu iyi spor sonuçları gösterme fırsatından mahrum bırakacağı açıktır.

Bazı Ukraynalı yetkililer tarafından yapılan bir dizi aşırılık yanlısı açıklamaya daha dikkat çektik.

Başkanlık ofisi danışmanı M. Podolyak bir kez daha kendini gösterdi. Kanonik Ukrayna Ortodoks Kilisesi etrafındaki durum hakkında konuşurken, bugün Kiev rejiminin çok sayıda Rus yanlısını hızlı ve acısız bir şekilde fiziksel olarak “temizlemek” için eşsiz bir şansa sahip olduğunu açıkça belirtti. M. Podolyak ayrıca Kırım ve Donbass sakinlerini kendi geleceklerini Rusya’ya bağlama arzuları nedeniyle cezalandırma sözünü verdi.

Bu tür söylemler ve Kiev rejiminin suç teşkil eden eylemleri, Ukrayna’nın denazifikasyonu (Nazilerden arındırma), askersizleştirilmesi ve topraklarından kaynaklanan Rus güvenliğine yönelik tehditlerin ortadan kaldırılması görevleri tamamlanana kadar özel askeri operasyonun devam etmesi gerektiğini doğrulamaktadır.” denildi.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

22.04.2023

Çin, İran ve Türkiye’den şirketler Rusya’da işletme satın alma planlarını açıkladı.

Rusya’nın eski ortaklarından danışmanlık şirketi McKinsey’nin başkanı Yakov Sergiyenko, Çin, İran ve Türkiye’den şirketlerin Rusya’da işletme satın alma olasılığıyla ilgilendiklerini ve yerel üretimi geliştirmeye hazır olduklarını söyledi. RİA Novosti’nin haberine göre Sergiyenko, Çin, İran, Türkiye ve diğer ülkelerden şirketlerin Rusya’da çalışmak istediğini ve şu anda işletme satın almayı düşündüklerini dile getirdi. Sergiyenko ayrıca Çinli şirketlerin makine ve diğer üretim unsurlarının ikamesi açısından maden çıkarma endüstrisi ile işbirliğine ilgi duyduklarını kaydetti.

Sergiyenko, “Otomotiv endüstrisinde, uçak endüstrisinde büyük bir potansiyel var. Burada Çinli meslektaşlarımız hazır ve hâlihazırda aktif olarak yerel üretim geliştiriyorlar. Aynı zamanda Rus şirketlerinin kendileri de diğer ülkelere tedariklerini çeşitlendirmek için fırsatlar arıyor. Özellikle ikili yatırımlar açısından uzmanlar Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde potansiyel görüyor.” Dedi

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

22.04.2023

Rusya Dışişleri Bakanlığı Tarafından Açıklanan Alman Diplomatları Sınır Dışı Etme Kararı Hakkında

Almanya’nın diplomatlara yönelik toplu sınır dışı kararına dair Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından bir açıklama yapıldı.

Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada Almanya’nın bu kararının diplomatik ilişkileri yok ettiğinin altı çizilerek “Alman makamları, Almanya’daki Rus diplomatik misyonlarında çalışan personelini bir kez daha toplu olarak sınır dışı etme kararı almıştır. Diplomatik boyutu da dâhil olmak üzere Rus-Alman ilişkilerinin bütününü meydan okurcasına tahrip etmeye devam eden Berlin’in bu eylemlerini şiddetle kınıyoruz.” denildi. Almanya’nın bu eyleminin “düşmanca” olduğu belirtilerek “Berlin’in düşmanca eylemlerine karşılık olarak Rus tarafı, Alman diplomatların Rusya’dan sınır dışı edilmesinin yanı sıra ülkemizdeki Alman diplomatik misyonlarının azami üye sayısını önemli ölçüde sınırlama kararı aldı.” diye belirtildi. Kararın 5 Nisan 2023 tarihinde Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndaki bir görüşme sırasında Almanya’nın Rusya Büyükelçisi G. von Geyr’e resmi olarak bildirildiği dile getirildi. Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova Zvezda TV kanalının yayınında yaptığı açıklamada, Rusya’dan 20’den fazla Alman diplomatı sınır dışı edileceğini açıkladı. Ayrıca Zaharova Alman yetkililerin Rus diplomatların sınır dışı edilmesiyle ilgili yalan söylediklerini dile getirdi. Zaharova’ya göre Berlin planlarını Moskova’ya bildirmiş ancak bunun gizli tutulmasını istemişti. Buna rağmen bilgi yaklaşık üç hafta önce Alman medyasına sızdırıldı. Zaharova, Alman yetkililerin bilgiyi gazetecilere kendilerinin sızdırdığını söyledi.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

24.04.2023

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türkiye-Rusya-Suriye ve İran arasındaki dörtlü toplantının yarın Moskova’da gerçekleştirilmesinin planlandığını açıkladı. Bu bilgi Rusya tarafından da onaylandı.

Türkiye, Rusya, Suriye ve İran’ın savunma ve istihbarat bakanları Salı günü Moskova’da bir araya gelecek. Akar konuşmasında “Amacımız mevcut sorunları müzakereler yoluyla bir an önce çözüme kavuşturmak ve bölgede barış ve huzuru sağlamaktır.” dedi. Akar’a göre Moskova’daki görüşmeler sonucunda “bir dizi olumlu gelişme” bekleniyor. Akar ayrıntılar hakkında bilgi vermedi.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

24.04.2023

Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından Ermenistan-Azerbaycan normalleşme sürecindeki duruma ilişkin bir açıklama yapıldı.

Açıklamada “Dağlık Karabağ’daki Rus barış gücü birliğinin sorumluluk bölgesindeki, Ermenistan-Azerbaycan temas hattındaki ve Bakü ile Erivan arasındaki diyalogdaki durumla ilgili ciddi endişelerimizi ifade ediyoruz. Ateşkes ihlallerinin ve her iki tarafta da düzenli olarak can kayıplarının yaşandığı çeşitli türden olayların sayısındaki artışı büyük bir endişeyle takip ediyoruz. Azerbaycan ve Ermenistan kamuoylarında suçlayıcı ve saldırgan söylemlerin artmasını da aynı derecede tehlikeli buluyoruz. Özellikle 23 Nisan’da yaşanan son gelişmeler bağlamında, Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan liderlerinin 9 Kasım 2020 tarihli üçlü açıklamasının temel hükümlerini ihlal eden tek taraflı adımların, ister Laçin koridorunun işleyiş rejiminde koordinasyonsuz değişikliği olsun, ister koridorun barış gündemine uygun olmayan amaçlarla kullanılmasına yönelik girişimleri olsun, kabul edilemez olduğunu belirtiyoruz. Tarafları derhal mevcut anlaşmalara geri dönmeye çağırıyoruz. Her halükarda yerel halkın mağdur edilmemesi ve yaşamsal faaliyetlerinin önünde hiçbir engel oluşturulmaması gerektiğine inanıyoruz. Ortaya çıkan sorunların birçoğunun, Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan liderleri arasındaki üçlü anlaşmaların ana hatlarında, bölgedeki ulaşım engellerinin kaldırılması, Ermenistan-Azerbaycan sınır belirleme sürecinin başlatılması ve Azerbaycan ile Ermenistan arasında bir barış anlaşmasının parametreleri üzerinde anlaşmaya varılması da dâhil olmak üzere, aylardır süren durgunluk ve müzakere sürecinde ilerleme kaydedilmemesinin bir sonucu olduğuna inanıyoruz. Bakü ve Erivan’ın siyasi irade göstererek yakın gelecekte bu olumsuz dinamiğin üstesinden gelmeyi başaracaklarını umuyoruz. Rus tarafı, kendine yakın gördüğü Azerbaycan ve Ermenistan’a hem siyasi düzeyde hem de barış gücünün katılımıyla sahada gereken tüm katkıyı sunmaya hazırdır. Ayrıca, Batılı dış aktörleri ve fırsatçı gündemleri doğrultusunda çalışan Rus düşmanı yerel unsurları, Rusya’ya yönelik karalama kampanyası da dâhil olmak üzere, durumu alevlendirmeye çalışmamaları konusunda uyarıyoruz.” denildi.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

 


Bu sayfa Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü tarafından en son 27.04.2023 18:09:05 tarihinde güncellenmiştir.

HIZLI ERİŞİM